Bu Blogda Ara

Sayfalar

12 Mayıs 2013 Pazar

GAZİLER GÜNÜ (19 Eylül)




GAZİLER GÜNÜ
(19 Eylül)






  Atatürkçü Düşünce Derneğince yapılan açıklama;
"Türk vatanının ulusu ile Devleti’ni sonsuza kadar varlığını devam ettirmek, ulusal birliğini ve bölünmez bütünlüğünü korumak amacıyla Türkiye’nin her karış toprağını kanları, canları pahasına savunan ve tarihimize altın sayfalar yazdıran gazilik onuruna erişenlere minnet ve şükranlarımızı sunmak üzere 19 Eylül “ Gaziler Günü”nü kutluyoruz.
Yaşama hakkının onuruyla elde eden ulusumuz, tarihin her döneminde bölünmez bütünlüğünü ve yurt topraklarını koruma ve karşısına çıkarılan engelleri aşma kararlığını göstermiş, bu uğurda canı pahasına savaşım vermekten kaçınmamıştır.
Ulusunun, bağrından çıkan vatan evlatlarından oluşan kahraman Türk ordusu, ülkesine ve dünya barışına yönelik saldırılar karşısında gerektiğinde canını ortaya koyarak vatanı uğurunda şehit ve gaziler vermekten çekinmemiştir. Yurt sevgisini tüm değerlerin üstünde tutan, bağımsız ve özgür yaşama ülküsünden hiçbir zaman ödün vermeyerek, vatanları için hayatlarını feda etmeyi göze alarak, şehitlik ve gazilik onuruna erişen Türk askeri, Türk polisi, öğretmenlerimiz ve vatandaşlarımız ulusumuzun haklı gurur kaynaklarıdır. Gazilerimizi ve gazilerimizin dul ve yetimlerinin hatıralarını yüceltmek, onlara sahip çıkmak ve saygılı olmak, ulusumuzun tarihine ve mazisine olan bağlılığının ifadesidir. 19 Eylül 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi, ulusu adına vefa duygusunun en güzel örneğini göstererek, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'e 'Gazi' unvanını verip, yüce ulusumuzun vefa duygusunun en büyük örneğini sunmuştur.
Bugün özgür yurttaşlar olarak geleceğe güvenle bakabiliyorsak, bunu yurdu için üstlendikleri görevleri uğruna canını ortaya koymaktan kaçınmayan, ülkesine ve ulusuna inanan şehit ve gazilerimize borçluyuz. Gururumuz ve kıvanç kaynağımız olan şehitlerimize, gazilerimize borcumuzu ödeyebilmenin tek yolu; Atatürk ilkellerinin aydınlığı ve yol göstericiliğinde Cumhuriyetimizi sonsuza değin savunma, yaşatma ve geliştirme kararlılığında, Cumhuriyetimizin çağdaşlaşma çabalarını sürdürmek, laik ve demokratik Cumhuriyet'i yeni eserlerle daha da yücelterek, geleceğe taşımaktır.

         Bağımsızlığın ve özgürlüğün öneminin ve bedelinin bir kez daha anımsandığı bu günlerde birlik ve bütünlüğümüzün, yurt sevgimizin, bağımsızlık ve özgürlüğümüzün ölümsüzleşen simgeleri Gaziler günün bu duygularla kutluyor, vefat eden gazilerimizi minnet ve gönül borcuyla anıyor, hayatta bulunan gazilerimizi de saygıyla şükranlarımızı sunuyoruz."
Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi’nde tedavi görmekte olan Gaziler ve aileleri ile diğer hastalarımızın, 2004–2005 eğitim yılı içerisinde, Mesleki Rehabilitasyon Bölümü’ndeki kurslara katılarak oluşturdukları,11 ayrı dalda (seramik, metal işleri, metal rölyef, ağaç işleri, ağaç yakma, ahşap boyama, resim, ebru, fotoğrafçılık, kumaş boyama, halıcılık) ürünlerin sergilendiği “19 EYLÜL GAZİLER GÜNÜ” adlı karma sergiyi onurlandırmanızdan ötürü şükranlarımızı sunuyoruz.
Gazilerimizin ondördüncüsünü düzenledikleri karma sergi,19–22 EYLÜL 2005 tarihleri arasında Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde sanatseverlerin beğenisine sunulacaktır. Sergimizde, çeşitli uzuvlarını kaybeden ama hayata olan inançlarını, bağlılıklarını ve sevgilerini hiç yitirmeyen 49 Gazi ve ailesi ile onlara bilgi ve tecrübeleriyle yol gösteren 16 eğitmenin emek vererek oluşturdukları  973 adet ürün yer almaktadır.
      TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi’ndeki tıbbi, mesleki ve sosyal rehabilitasyon çalışmalarını desteklemek gayesiyle yürütülmekte olan mesleki ve beceri kazandırma  faaliyetlerinin amacı,  başta gazilerimiz  olmak üzere tüm  hastalarımızın  kendilerine olan özgüvenlerini artırmak, zihinsel ve sosyal becerilerini geliştirmek, onları sürekli eğiterek çalışan ve üreten bireyler olarak topluma kazandırmaktır.












“Bir Konuşma”






GAZİLER GÜNÜ
Yaşadığımız dünyada her şeyin bir bedeli vardır. Neyi almaya kalksak bizden mutlaka onun bedeli istenir. Bu bedeli ödemeden de istediğimizi alamayız. Üzerinde hür olarak yaşadığımız gelenek göreneklerimizi örf ve adetlerimizi inançlarımızı eğitimimizi hür olarak gerçekleştirdiğimiz bu vatanında bir bedeli vardır. Hem bu bedel maddi değerlerle ölçülemeyecek kadar büyük bir bedeldir. Bu bedel şehitlerimizin canıdır, bu bedel Gazilerimizin kanıdır.
Şöyle bir düşünelim kim hayatının baharında, en güzel çağlarında kendi özgürlüğünü, kendi canını feda eder ve bu değerler ne amaçla feda edilir. Hem bu fedakârlık hiçbir maddi karşılık beklemeden severek isteyerek gözünü kırpmadan yapılan bir fedakârlıktır. Çanakkale de, Sarıkamış’ta, Sakarya’da, Dumlupınar’da daha dün Kıbrıs’ta bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu da yüzlerce binlerce vatan evladı inanç ve idealleri uğruna seve seve hayatlarının baharında cepheye koşmuş gerektiğinde cananı vermiş gerektiğinde de düşmanla gözünü kırpmadan göğüs göğse çarpışmış yaralanmış sakat kalmıştır.
Bizler yeni yetişen nesiller olarak bu vatanın hürriyetin bağımsızlığın hiçte kolay kazanılmadığını huzur ve barış ortamında yaşamanın bir bedelinin olduğunu bilmeli ve bu değerlerin kazanılması için hayatlarını çekinmeden feda eden insanları unutmamalı ve nerede hangi şartlarda olursak olalım onlara mutlaka gereken saygıyı ve ilgiyi göstermeyi bir görev bilmeliyiz. Bizim inanç ve ideallerimiz uğruna kendi hayatlarını feda edenleri en azından yeri geldiğinde saygı ile anmak, yeri geldiğinde elinden tutmak hem bir vatandaşlık hemde bir insanlık görevimizdir.
Her yıl 19 Eylül günü yurdumuzda Gaziler Günü olarak ilan edilmiş ve gazilerin en azından yılda bir kez de olsa saygıyla anılmaları ve sorunlarının dile getirilmeleri amaçlanmıştır. Bizler Türk gençliği olarak Gazilerimizi saygıyla anıyor ve onlara bizim için yaptıkları fedakârlıktan dolayı sonsuz minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz ve onlara diyoruz ki sizler bizler için hayatınızın en güzel günlerini ve vücudunuzu feda ettiniz bizse size laik olamamışsak lütfen bizleri affediniz.
























BİZLER
ŞEREFLİ BİR TARİHİN, SAHİBİ BİZLER,
YALÇIN KAYALARDA BİR YEL GİBİYİZ,
ŞAHLANAN, COŞAN, DAĞLAR DENİZLER,
DERYALAR ÖNÜNDE, BİR SEL GİBİYİZ.
KALKIN BARBAROSLAR, KALKIN FATİHLER
BİR ŞEREF UĞRUNA ÖLEN YİĞİTLER,
GENE KAHRAMANLIK GENE FETİHLER,
HAMASET TACINI GİYEN ŞEHİTLER.
EY BU GÜZEL YURDUN, KULU KÖLESİ,
EY DAĞLARIN ÇİÇEĞİ, KIRLARIN GÜLÜ,
SINIR BOYLARININ ÇELİK KALESİ,
MERTLİK DİYARININ ÖTEN BÜLBÜLÜ.
CİHAN TARİHİNDE BÜYÜKTÜR ADIN,
ECDADIMIZ OĞUZLARA ULAŞIR.
BİR ŞEREF TACIDIR, ALEMDE YADIN,
MERTLİK KAHRAMANLIK SANA YARAŞIR.
                   SIRRI GÜLER.












Ölüme yakın.
Akşamüstüne doğru, kış vakti;
Bir hasta odasının penceresinde;
Yalnız bende değil yalnızlık hali;
Deniz de karanlık, gökyüzü de;
Bir acayip, kuşların hali.
Bakma fakirmişim, kimsesizmişim;
— akşamüstüne doğru, kış vakti
— benim de sevdalar geçti başımdan.
Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış;
Zamanla anlıyor insan dünyayı.
Ölürüz diye mi üzülüyoruz?
Ne ettik, ne gördük şu fani dünyada kötülükten gayri?
Ölünce kirlerimizden temizlenir, ölünce biz de iyi adam oluruz;
Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış, hepsini unuturuz. .
                     Orhan Veli Kanık



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DÜNYA FELSEFE GÜNÜ

DÜNYA FELSEFE GÜNÜ (20 Kasım) Türkiye Felsefe Kurumu tarafından getirilen öneri sonucu UNESCO tarafından kabul edilen Dünya felsefe gü...