Bu Blogda Ara

Sayfalar

TÜRK DÜNYASI VE TOPLULUKLARI HAFTASI (21 Mart nevruz gününü içine alan hafta) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TÜRK DÜNYASI VE TOPLULUKLARI HAFTASI (21 Mart nevruz gününü içine alan hafta) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Ağustos 2013 Perşembe

TÜRK DÜNYASI VE TOPLULUKLARI HAFTASI (21 Mart nevruz gününü içine alan hafta)







TÜRK DÜNYASI VE TOPLULUKLARI HAFTASI
(21 Mart nevruz gününü içine alan hafta)
Yurdumuzda ve Orta Asya'da Nevruz Kutlamaları Orta Asya'da yaşayan Türkler, Anadolu Türkleri ve İranlıların yılbaşı olarak kabul ettikleri güne, Farsça Nev (yeni), Ruz (gün) kelimelerinin birleşmesinden oluşan ve yeni gün anlamına gelen Nevruz adı verilir. Nevruz, gece ve gündüzün eşit olduğu Milâdi 22 Mart, Rumi 9 Mart gününe rastlamakta olup, Nevruz-i Sultani, Sultan Nevruz, Sultan Navrız, Mart Dokuzu gibi adlarla da anılmaktadır.
Nevruz İranlılara mal edinmekte ise de, " Oniki Hayvanlı Türk Takviminde" görüldüğü üzere, Türklerde de çok eskiden beri bilinmekte ve törenlerle kutlanmaktadır.
Türklerde Nevruz'la ilgili başlıca rivayet, bugünün bir kurtuluş günü olarak kabul edilmesidir. Yani Ergenekon'dan çıkıştır. İşte bu nedenle Türklerde Nevruz, yeni bir yılın başlangıcı olarak kabul edilmiş ve günümüze kadar bayramlarla kutlana gelmiştir.
Orta Asya'daki Türk topluluklarından Azeri, Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek, Tatar, Uygur Türkleri, Anadolu Türkleri ve Balkan Türkleri Nevruz geleneğini (silinecek canlı Tatar, Uygur Türkleri, Anadolu Türkleri ve Balkan Türkleri Nevruz geleneğine) canlı olarak günümüze kadar yaşatmışlardır



Türkler tarafından  çok eski tarihlerden itibaren kutlanan ve genelde Yeni Gün olarak adlandırılan Nevruz, Osmanlılarda da bahar bayramı ve yeni yılın başlangıcı olarak kutlanmıştır. Zira 21 Mart gece ile gündüzün eşit olduğu ve bundan sonra gündüzün uzayacağı gün dönümüdür. Bu anda bahar başlar ve 92 gün 20 saat, 4 dakika ve 27 saniye sürer ve yaza ulaşır. Dünyanın en doğru takvimlerinden olan ve Sultan Melik şah zamanında hazırlanmasından dolayı, unun lâkabı Celâlüddevle'den dolayı Celâli Takvimi denilen takvimin başlangıç günü de Greenwich zamanına göre 21 Mart (15 Mart 1079) olarak alınmıştır (hicrî 9 Ramazan 471 Cuma). Bu tarih Osmanlılarda "Nevruz-ı Sultanî" veya sadece "Nevruz" olarak adlandırılmış ve kanunnamelerde: "... resmin nısfı nevruz-ı sultanî'de ve nısf-ı aharı son güz ayının evvelinde alına" hükmüyle verginin ilk taksidinin alındığı zaman olmuştur. Bu şekil Osmanlı devletinin hemen bütün sancak kanunnamelerinde görülür. Bu kanunnamelerde Nevruz, "mevsim-i evvel bahar nevruz" şeklinde belirtilmiştir. Bugün Anadolu'nun bazı yörelerinde Nevruz-ı Sultanî Mart 9'u olarak bilinir.

         Osmanlılar tarafından Nevruz-ı mübarek olarak da adlandırılan Nevruz, sayılı günlerden biri olarak kutlanmış, güneşin Koç (=Hamel) burcuna girdiği ilkbahar ılınımı anına Nevruz denilmiştir.
         Osmanlı Divan edebiyatı şairleri, Ramazan bayramı, bahar ve kış mevsimlerinde olduğu gibi Nevruz'da da caize almak için büyüklere kaside sunmuşlardır. Bu türden kaside ve gazellere "Nevruziyye" denmektedir. Nevruziyye'ye örnek olmak üzere Nef'î'nin gazelinden bir beyt sunmak istiyorum:
"Erişdi bahar oldu yine hemdem-i nevruz
Şad etse nola dilleri câm-ı Cem-i nevruz"
Yine birçok örnekten biri olarak Râmi Paşa'nın oğlu Refet Bey'in, Damat İbrahim Paşa'ya yazdığı Nevruz redifli kasidesinden de birkaç dörtlük arz ediyorum:
"Hayat-ı taze verüp dehre makdem-i nevruz
Hoşâ irişti meşâmm-ı deme dem-i nevruz
Dağıttı leşkeri sermâyı sahn-ı gülşenden
Kurunca bârgâhın şâh-ı ekrem-i nevruz
Açıldı bahtı yine siyah-ı dilin
Olup karîn-i atâya-yı hürrem-i nevruz
Harîm-i bağ o kadar cilverîz-i şevk olmuş
Ki görse bâğ-ı Behişt ola mahrem-i nevruz"
XVI. yüzyılın Alevî-Bektaşî şâirlerinden Pîr Sultan Abdal da Nevruziyye sinde şöyle diyor:
"Sultan Nevruz günü canlar uyanır
Hal ehli olanlar nura boyanır
Muhib olan bu gün ceme dolanır
Himmeti erince Nevruz Sultan'ın
Âşık olan canlar bu gün gelürler
Sultan Nevruz günü birlik olurlar
Hallâk-ı cihandan ziya olurlar
Himmeti erince Nevruz Sultan'ın"
         İran mitolojisine göre Tanrı dünyayı, insanı ve güneşi bu günde yaratmıştır. İran’ın efsanevi padişahı Kiyumers tahta oturarak bugünü bayram ilan etmiştir. İran’da ihtişamın sembolü olan Cemşid de aynı gün tahta oturmuştur. Ayrıca Hz. Âdem’in 7. torunu olan Cem 21 Mart günü Azerbaycan’a gelmiş ve bugünü bayram ilan etmiştir.
         Nevruz günü ziyaretler esnasında çeşitli yemeklerden oluşan sofralar hazırlanır, oyunlar oynanır, eğlenceler düzenlenir, boyalı yumurtalar yenir ve büyük ateşler yakılır.
         Her toplumun kendine özgü nedenlerle kutladığı Nevruz, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tataristan, Uygur Bölgesi, Anadolu ve Balkanlarda geleneksel kutlamalarla canlılığını günümüzde de sürdürmektedir.



HOŞ GELDİN BAHAR



Baharın gelişi yani Nevruz.Tüm insanların kutlayabileceği şenlikler düzenleyebileceği bir mevsimdir ve 21 Mart günü kutlanır.



Bu kutlama sevinçle coşkuyla karşılanır.Bahar en güzelidir.Mevsimlerin kışlı yazı baharı bir arada yaşarız.Bu mevsimde çiçeklerin olması ağaçların çiçek vermesi bu mevsimin güzelliklerindendir.Yemyeşil bir alanın bizi çepeçevre sarması gibi budur bahar,tüm güzelliklerin yaşandığı mevsim.Ve hayat kelebekler için yeniden başlar.En fazla üç dört hafta yaşamasına rağmen çevreye apayrı güzellikler katar.Bir insanın 70 sene yaşaması gibidir.Kelebeklerinde 3–4 hafta 70 sene yaşaması gibi.



Sadece kelebekler için değil ,insan içinde bir yeni başlangıç ,dönüm noktası hayatın güzelliklerini görüp örnekler alması ,hayatına anlam katması yeni şeyler öğrenmesi içinde güzel bir dönem.



Yılın kalbi yılın en güzel mevsimidir bahar.hayatın yaşama değer olduğunu hayattan ders alınması gerektiğini hatırlatır bizlere.
        
Uzun gecelerinde baharın ,uzun uzun hayaller kuran düşüncelere dalar.İster istemez güzellikler düşünür.Güzel kokusuyla baştan çıkarır.İnsanı maziye götürür.Bazende geleceğe göz önünde canlandırır.Geleceğini bunun ne kadar doğru olduğunu tespit etmek için yalnız başına birkaç dakika düşünmek yeterli olur.



Bir bağ için budanma zamanıdır.Yeni yeni ekilir tahıllar.Burçaklar boy boy olur.Yeşerir o güzel mevsimde , güzelliğine güzellik katar.Ayrıca bu güzelliklerin mutluluğun yanı sıra bahar yorgunluğu çöker üstüne insanın.Her şeyin bir sonu olduğu gibi elbette baharın da bir sonu vardır.Nedense bu güzel şey çabuk biter.Yâda öyle algılar insan.



Eğer ki hayat bir denge üzerine kurulmuşsa ve bu çark her zaman dönüyorsa , elbette biter bahar ve gelir ardından yaz.Bir yaşam düzenidir bu,olması gerekir.Mevsimler değişmeli yoksa hayat yaşanmaz.Her şeyin bir sonu varsa hayatında bir sonu vardır.






                                               Saliha Doğan
                                               6/D 889









NEVRUZ BAYRAMI






BAHARIN GELİŞİ



Nevruz sözcüğü Farsça Nev (Yeni) ,Ruz (Gün)sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelmiş olup yeni gün anlamına gelmektedir.Anadolu’da Nevruz’i Sultan,Sultan Nevruz,Mart Dokuzu gibi adlar verilen Nevruz,farklı yörelerde değişik biçimlerde kutlanır.
Ayrıca tarımsal uğraşın yoğun olduğu yörelerde bir tür bolluk ve bereket töreni olma özelliğide taşımaktadır.



Doğayı koruma ve yaşatmayı kutsal bir vazife olarak gören Türk’ün düşünce ve yaşam felsefesinde ‘baharın gelişi’ olarak da vasıflandırılan bahar bayramı bizler için büyük bir önem ve olay taşımakta olup bir olayda ‘kıştan bahara geçiş anlamına da gelmektedir.
Toprağın önce yağmur sularıyla sulanarak ardından da karın beyaz örtüsü altında kısa bir ölüm uykusuna yatıp ilkyaz ile yeniden doğmasının ardından kışın solgunluğunu, cansızlığını ve hatta iç karartıcılığını üzerimizden atar böylece baharın güneşli ve renk cümbüşü ile doğup tabiatın büyük bir sevinçle kutlar ve heyecanla kucak açarız.
Ayrıca ortaya çıkan rengârenk tablo kıştan bahara geçişi çok güzel tasvir eder.Bir yandan her tarafı kaplayan soluk mat ve daha çok beyazın hakim olduğu renkler diğer yanda yeşilin değişik tonları arasında boy veren bir rengin seyredebiliriz.



Hatta sadece bu dönemine ait değil Osmanlı İmparatorluğu zamanında da Nevruz gününe özel bir önem verilmiştir.Padişahlara Nevruz günleri “Nevruziye” adı verilen kasideler sunulurdu.Bu kasidelerde ağaçların yeşermesi çiçeklerin açması havanın ısınması gibi konulara yer verilirdi.



Görülüyor ki ;yılardan beri süregelen Nevruz’un bir bahar bayramı olmasından öte bir yaşam sevinci ve hata yeniden doğuş anlamına gelen doğayı ve beklide bizleri bir ölüm uykusundan uyandırmaktadır.



Bahar bayramı kutlanmasıyla yeni doğuşlara ,yeni uyarışlara “merhaba” der.Büyük bir sevinç ve heyecanla karşılarız.






                                               Kübranur Yılmaz
                                               7/E 2366
NEVRUZ



Açtı güller Sümbüller,
         Öttü artık bülbüller,
         Yeşerdi bahçeler,
         Uzaktan var gelenler



21 Mart’ı kutluyoruz,
Coşkuyla sevinçle,
Hoş geldin kutlu Nevruz,
Hep beraber el ele.



Bahar gelince ,
Koşar güzel at,
İçer ab-ı hayat
Renk verir,
Güzel mazlum rahat



Haydi, dünya haydi!
Bayrama
Sevinçle kutlamaya
Haydi, dünya haydi!
Bayrama
Coşkuyla kutlamaya



         Esma Altındiş
         6/B 1730 









HOŞ GELDİN NEVRUZ






Her yede bir neşe,bir sevin havası
İşte 21 Mart’ın en güzel hatırası
Nevruzla birlikte geldi kardeşlik
Kurumuş güller gibi soldu düşmanlık



İşte yeni bir ilkbahar daha başlıyor
Her yer çiçekle yeşillikle örtülüyor
Evlerde sokaklarda Okullarda şenlik başlıyor.
Yeni bir hayat,yeni bir sayfa açılıyor artık nevruzla birlikte



Gitti bembeyaz hayat geldi yemyeşil hayat
Mevsim artık ilkbahar
İşte her yeri geziyor diyar diyar
Herkes artık hoş gelsin nevruz,nevruz hoş geldin diyor



Tabi kışa ne kabahat
Ama nevruzla hayat ne rahat
Mutluluk her yerde kol kanat
Artık her yerde yemyeşil hayat



         Kübra Akıncı



                   69/F





DÜNYA FELSEFE GÜNÜ

DÜNYA FELSEFE GÜNÜ (20 Kasım) Türkiye Felsefe Kurumu tarafından getirilen öneri sonucu UNESCO tarafından kabul edilen Dünya felsefe gü...