ENERJİ TASARRUFU HAFTASI
(ocak ayının 2. Haftası)
(ocak ayının 2. Haftası)
Her yıl ocak ayının
ikinci pazartesi ile başlayan hafta enerji tasarrufu haftası olarak
kutlanmaktadır.Yurdumuzun petrol ve doğal gaz gibi enerji
kaynakları açısından zengini olmamasına karşılık hızlı bir
kalkınma sürecine girmesi ve geniş bir coğrafyaya hitap etmesi
gibi nedenlerle enerji ihtiyacı fazla olan bir ülkedir.Ayrıca
Ülkelerin kalkınmışlığı kişi başına enerji üretimleri ile
ölçülür.Bu rakam kalkınmış ülkelerde çok yüksek
rakamlarla ifade edilirken bizim ülkemizde kişi başına ancak 3000
Kw.gibi rakamlarla ifade edilmektedir.
Hâlbuki evimizde
kullandığımız televizyondan bulaşık makinesine,
buzdolabından,bilgisayara kadar her şey enerji ile
çalışmaktadır.Bunu yanında tüm ulaşım araçları iş
yerlerinde çalışan makineler sokağımızın aydınlanması
atalarımızın dediği gibi beşikten mezara kadar enerji bizim için
hayati önem taşımaktadır.İşte bizim için çok önemli olan bu
kaynağı hem tasarruflu kullanmalı hemde üretimine katkıda
bulunmalıyız.
İşte bizim için çok
önemli olan bu kaynağın en tasarruflu şekilde kullanımı için
halkımızın aydınlatılması ve eğitilmesi gerekli bilgiyi
sağlaması amacıyla her yıl ocak ayının ikinci pazartesi ile
başlayan hafta enerji tasarrufu haftası olarak kutlanmakta ve
halkımızın bilinçlendirilmesi sağlanmaktadır.
Dünyada enerji olmadan bir yaşamın olamayacağı enerji
kaynaklarının değerlendirilmesinin sadece ev ve işyeri ile değil
aynı zamanda ülkelerin savunmaları ile de ilgili olduğunu günümüz
savaşlarının en önemli nedenlerinden birininde enerji
kaynaklarına sahip olmak amacıyla yapıldığını ve bu savaşlar
nedeniyle milyonlarca insanın hayatını kaybettiğini bilmek ve
çevremizdeki insanlara anlatmak amacıyla gerekli tanıtımlara önem
vermeliyiz.
Enerji tasarrufu haftası nedeniyle ülkemiz insanına enerjinin
hangi kaynaklardan elde edildiği nerelerde kullanıldığı nasıl
tüketildiği yokluğunda yaşanabilecek olası tehlikeler konusunda
gerekli bilgiler verilmeli ve insanlarımızın bilinçlendirilmesine
çalışılmalıdır.Aynı zamanda enerjiyi gereksiz yere harcamamak,
gerektiğinde enerji tasarrufu yapmak konusunda da insanlarımızı
aydınlatmalıyız.Bu konuda gerek Televizyon gerekse radyo gibi
canlı yayın organları yanında gazete ve dergilerle ve
okullarımızda öğrencilere de gerekli bilgilerin verilmesi
sağlanmalıdır.
TASARRUF NE GÜZELDİR
Haydi, koş bir iki üç...
Gereksiz yanan ampuller,
İsraf etmeyin enerjiyi diyor.
Onu yeniden sağlamak güç.
Bak musluk ağlıyor,
Tamir et beni diyor.
Ah,çöp kutusundaki bayat ekmekler
Fırında kalsaydım diyor.
Kış geldi yine,pencereler
Elden geçmeli bir bir.
Gereksiz ısı kaybı nedir?
Anlattı öğretmenimiz teker teker.
Çabuk tükeniyor petrol zenginliğimiz.
Petrol demek döviz demek.
Tüm ulusa karşı ödevimiz.
Enerji tasarrufu için seslenmek
Öner KEMAL
ENERJİ VE TASARRUFU
Enerji ne, tasarruf ne bilelim.
Temelidir insanlığın, uygarlığın
Güçlükleri üstümüzden silelim,
Enerjiyi tutumluca kullanalım.
Enerjiyi elde etmek inan zor,
Hep insanlık enerjiye bakar.
Boşa harcanınca içim sızlıyor,
Enerjiyi tutumluca kullanın.
Süleyman ATISIZ
UZUN MEHMET
Aşağıda, Uzun Mehmet’in enerji kaynaklarımızdan maden kömürünü buluşunu okuyacaksınız.
Maden kömürü, maden kömürü, derler. Nedir bu maden kömürü? Kara bir taş. Evet kara bir taş.
Fakat bu kara taş, bir memlekete yiyecek kadar gerekli. Buğday kadar, et kadar gerekli. Maden kömürü ile tren işler, vapur işler, fabrika işler.
Bundan uzun yıllar önce Türkiye’de maden kömürü var mı yok mu bunu bilen yoktu. Bizde maden kömürünü ilk defa Uzun Mehmet adında bir genç buldu. Böylece memlekete büyük hizmet etti.
Uzun Mehmet bir köylü çocuğuydu. Zonguldak’ta bir köyde doğdu. Büyüdü, asker oldu. İstanbul’a gitti. Orada deniz eri olarak askerlik yaptı. Maden kömürünü ilk defa askerlikte gördü. Onun memlekete ne kadar gerekli bir şey olduğunu askerlikte öğrendi.
Günler geçti. Askerlik bitti. Son gün erler toplandılar. Uzun Mehmet de onların içindeydi. Bölük komutanı geldi. Elinde bir parça maden kömürü vardı. Dedi ki:
― Arkadaşlar, bunun maden kömürü olduğunu öğrendiniz. Şimdi biz bunu para ile alıyoruz. Türkiye’de maden kömürü var mı yok mu bilen yok. Varsa bulmak lazım. Onu bulmak memlekete çok büyük bir hizmet olacak. Gittiğiniz köyde, dağda, derede, her yerde bu kömürü arayın arkadaşlar.
Bölük komutanı her ere bir parça maden kömürü verdi. uzun Mehmet de bir parça aldı, torbasına koydu, yola çıktı. Birkaç gün sonra köye vardı.
Uzun Mehmet, köyde nereye gitse maden kömürü parçasını da yanına alıyordu. Her yerde maden kömürü arıyordu.
Bir sabah, erkenden evden çıktı. Bütün gün yürüdü. Akşam üzeri bir uçurumun önüne geldi. Burası tam bir maden kömürü yatağı idi.
Uzun Mehmet :
― Buldum işte ! Şimdi buldum ! diye sevindi.
Hemen işe başladı. Kömürü kazdı, ondan bir çuval aldı, eve götürdü. Birkaç parça aldı, ocağa attı. Bunlar maden kömürüydü. Hem de iyi cins maden kömürü. Çok güzel yanıyordu.
Birkaç gün sonra Uzun Mehmet İstanbul’a gitti. Orada komutanını buldu. Ona bulduğu kömürü gösterdi. Bölük komutanı kömürü aldı, baktı:
― Evet bu maden kömürü. Hem de iyi cins maden kömürü. Aferin Mehmet. Bunu nereden buldun, dedi.
Mehmet :
― Zonguldak’ta diye cevap verdi.
O gün bölük komutanı :”Uzun Mehmet Zonguldak’ta maden kömürü buldu” diye hükümete haber verdi. hükümet Uzun Mehmet’e aylık bağladı.
Bir gün geldi, herkes gibi Uzun Mehmet de öldü. Fakat “Uzun Mehmet” adı kaldı. Hiç unutulmadı.