Atatürk’ün ölüm tarihi olan 10 Kasım
1938 yılının her yıldönümü ile başlayan haftayı Atatürk’ü anma haftası olarak anıyoruz. Atatürk 10 Kasım
1938 yılında İstanbul da Dolma bahçe sarayında sabah saat 09.05 geçe hayata
gözlerini yumdu. Onun ölümü Türk milleti için çok açı ve üzüntü verici bir ölümdür.
Fakat onun Türk gençliğine bırakmış olduğu en büyük eseri olan Cumhuriyet ve
onun ilkeleri her Türk gencinin hayatı pahasına dahi olsa yaşatacağı temel
ilkeler olmuştur. Biz Türk gençleri Atatürk’ün bize göstermiş olduğu çağdaş uygarlık
yolunda geçmişimizden aldığımız kuvvet ve geleceğimize olan inancımızla emin
adımlarla yürüyeceğiz. Bizler her 10 Kasım günü Atatürk için ağıt yakmak değil
onun ilke ve idealleri uğrunda neler yaptığımızı hangi başarılara ulaştığımızı
ve dünya ile aramızdaki farkın kapatılması için neler yapmamız gerektiğini daha
mantıklı olarak düşünüp bu uğurda çalışmanın azmi ve gayreti içinde olacağımızı
gür bir sesle tüm dünyaya haykırmalıyız.
Atatürk
Türk gençliğine hedef olarak göstermiş olduğu çağdaş uygarlık yolu hepimizin
yoludur. Eğer bu yolda çalışıyor gayret ediyor ve hedeflerimize ulaşıyorsak biz
o zaman Atatürk’ü anmış ve onun çalışmalarına gayretlerine layık bireyler
olduğumuzu göstermiş oluruz. Eğer bilimde teknikte, kalkınmada, sanayileşmede,
dünyada barış ve huzurun sağlanması yolunda dünya standartlarını yakalamış ve
geçmişsek o zaman Atatürk’e layık nesiller olduğumuzu göstermiş oluruz.
ATATÜRK
1881–1938 T.C.Kurucusu ilk Cumhurbaşkanı. Selanik’te Kasımı ye mahalle’sinde
doğdu annesi Zübeyde Hanım Babası gümrük kolcusu Aliriza Efendi’dir. Ailesinin
beş çocuğu olmuşsa da makbule dışındakiler yaşamamıştır. Mahallesinde başladığı
öğrenimine babasının ölümü üzerine bir süre ara vermek zorunda kaldı.1893
yılında Selanik Askeri Rüştiyesi'ne başladı.1896 yılında Mustafa Kemal Manastır
Askeri lisesi'ne girdi. Makedonya’nın bu önemli kenti onu derinden etkiledi.
Lise sonrası 1899 da İstanbul'da harp okuluna başladı. Derslerindeki başarı ve
ardından 11 Ocak 1905 te kurmay yüzbaşı rütbesiyle orduya katıldı.
Bu arada siyasal etkinliklerini sürdürdüğü gerekçesiyle tutuklandı. Serbest bırakıldıktan sonra Şam'da 30.süvari alayı'na atandı."Vatan ve hürriyet" cemiyetini kurdu. Ekim 1906.Cemiyetin bir şubesini kurmak için Selanik'e gitti. Dönüşünde Makedonya'da ki Manastır 3.ordu kurmay başkanlığına atandı. Manastır'a giderken Selanik'teki karargâhta görevlendirildiğini öğrendi. Selanik’te İttihat ve terakki cemiyetine girdi.
Kısa bir süre sonra ll. meşrutiyet ilan edildi.31 Mart olayından sonra
İstanbul'a gelen Harekât ordusunda Kurmay heyetinde yer aldı. Ordunun
siyasetten uzak olmasını isteyen M.Kemal çeşitli dış görevler alarak
İstanbul'dan uzak kalmayı yeğledi.
İtalyanların Trablus’u işgal etmeleri üzerine M.Kemal Mısır üzerinden gizlice Trablus garp’a geçti. Orada gizlice buluştuğu Osmanlı subayları ile İtalyanlar a karşı savaştı.9 Ocak 1911 de Tobruk savaşı'nın kazanılmasında büyük katkısı oldu. Bu nedenle binbaşılığa yükseltildi.
İtalyanların Trablus’u işgal etmeleri üzerine M.Kemal Mısır üzerinden gizlice Trablus garp’a geçti. Orada gizlice buluştuğu Osmanlı subayları ile İtalyanlar a karşı savaştı.9 Ocak 1911 de Tobruk savaşı'nın kazanılmasında büyük katkısı oldu. Bu nedenle binbaşılığa yükseltildi.
Balkan savaşları ile Edirne yakınlarına kadar gelen Bulgar ordusundan Edirne'yi
geri alan ordunun oluşturulmasında önemli rol oynadı.
Balkan savaşının bitiminden 1.Dünya Savaş'ının başlamasına kadar olan dönemde
Sofya'da Askeri ateşe olarak görev yaptı. Burada yarbaylığa yükseltildi.
1.Dünya Harbi'ne girilmesine karşı olan Mustafa Kemal bir oldubitti ile Osmanlı Devletinin savaşa girmesi üzerine aktif görev isteyen Mustafa Kemal 19.Tümen komutalığı ve ardından katıldığı Çanakkale Savaşları'nda Koca çimen, Arıburnu ve Conk bayırını güçlü bir dirençle savundu. Bu başarısı sonucu Haziran 1915 te albaylığa yükseltildi. Anafartalar Grubu komutanlığına getirildi.1916 da Doğuya giderek Bitlis ve Muş'u Ruslardan geri aldı. Mirlivalığa yükseltilerek Suriye'ye Yıldırım Orduları Grubu komutanlığına atandı.1917 de Vahdettin'in Almanya gezisinde görevlendirildi.1918 de Vahdettin Padişah olunca M.Kemal Padişah tarafından yeniden Suriye'deki ordu komutanlığına atandı. Ordu sununun çölde kırılmasını önleyerek Şam'a çekilmesini sağladı. Sağlam bir savunma hattı kurdu.30 Ekim 1918 de Mondros Ateşkes antlaşması ile Osmanlı devletinin yok olma fermanı hazırlanmış bu durumu İçine sindiremeyen M.Kemal Padişah ve ülkenin ileri gelenleriyle yaptığı görüşmelerden istediği sonucu alamayınca tek çıkar yolun bir kurtuluş savaşı olduğunu fakat bunun için Anadolu'ya geçilmesi gerektiğini planlayıp ardından da Anadolu'daki Pontus çetelerinin hareketlerini takip ve bastırması için 3.Ordu müfettişliğine atandı.
1.Dünya Harbi'ne girilmesine karşı olan Mustafa Kemal bir oldubitti ile Osmanlı Devletinin savaşa girmesi üzerine aktif görev isteyen Mustafa Kemal 19.Tümen komutalığı ve ardından katıldığı Çanakkale Savaşları'nda Koca çimen, Arıburnu ve Conk bayırını güçlü bir dirençle savundu. Bu başarısı sonucu Haziran 1915 te albaylığa yükseltildi. Anafartalar Grubu komutanlığına getirildi.1916 da Doğuya giderek Bitlis ve Muş'u Ruslardan geri aldı. Mirlivalığa yükseltilerek Suriye'ye Yıldırım Orduları Grubu komutanlığına atandı.1917 de Vahdettin'in Almanya gezisinde görevlendirildi.1918 de Vahdettin Padişah olunca M.Kemal Padişah tarafından yeniden Suriye'deki ordu komutanlığına atandı. Ordu sununun çölde kırılmasını önleyerek Şam'a çekilmesini sağladı. Sağlam bir savunma hattı kurdu.30 Ekim 1918 de Mondros Ateşkes antlaşması ile Osmanlı devletinin yok olma fermanı hazırlanmış bu durumu İçine sindiremeyen M.Kemal Padişah ve ülkenin ileri gelenleriyle yaptığı görüşmelerden istediği sonucu alamayınca tek çıkar yolun bir kurtuluş savaşı olduğunu fakat bunun için Anadolu'ya geçilmesi gerektiğini planlayıp ardından da Anadolu'daki Pontus çetelerinin hareketlerini takip ve bastırması için 3.Ordu müfettişliğine atandı.
19 Mayıs 1919 da Samsun'a çıktı. İlk olarak Müdafaa-,hukuk Cemiyetlerinin
birleşmesini sağlamaya çalıştı. Çalışmalarından rahatsız olan İstanbul
hükümeti onu geri çağırınca görevinden istifa etti.23 Temmuz–7 ağustos
1919 da Erzurum Kongresi ardından 4–7 Eylül 1919 da Sivas Kongresi toplandı
burada Anadolu ve Rumeli Müdafaa i hukuk cemiyeti kuruldu. Böylece cemiyetler
arasında birlik sağlandı.27 Aralık 1919 da Ankara 'ya geçti. İstanbul’da
toplanan Millet Meclisi Misak-ı Milliyi kabul etti. İtilaf devletlerinin
İstanbul'u işgal etmelerinin ardından Millet Meclisi de dağıtıldı.
23 Nisan 1920 de Ankara’da T.B.M.M. toplandı M.Kemal İlk başkan seçildi.30 Nisan da da TBMM Türkiye’nin tek temsilcisi oldu. Yunanlıların Anadolu'da ilerleyip Sakarya'ya dayanması üzerine Mustafa Kemal'e Meclis tarafından Başkomutanlık ve tam yetki verildi.22 gün ve 22 gece süren savaşta Yunan ordusu perişan bir halde geri çekildi. Meclis bu büyük zaferden sonra M.Kemal'e MAREŞAL RÜTBESİ VE GAZİLİK UNVANI VERDİ.
Bir
yıl boyunca Baş Komutanlık yetkisi üçer aylık sürelerle uzatıldı.
26 Ağustos 1922 de büyük Taarruz başlatıldı.
Baş Komutan M.Kemal Paşa harekâtı yönetmek üzere Kocatepe'ye geldi.30 ağustos
günü Dumlupınar Meydan Muharebesi kazanılınca Yunan Ordusu'nun kaçışı başladı.
Türk ordusu 9 Eylülde İzmir'e girdi.11 Ekim 1922 de Mudanya Mütarekesi'nin
imzalanmasıyla savaş sona erdi. Bunu 11 ay süren diplomatik mücadelelerden
sonra imzalanan Lozan Antlaşması izledi.24 temuz1923
9 Eylül 1923 te cumhuriyet Halk Fırkası'nı kurdu.29 Ekim 1923 te Cumhuriyet ilan edildi. M.Kemal İlk Cumhurbaşkanı seçildi.26 Kasım 1934 de meclis tarafından kendisine Atatürk soyadını verdi."Yurtta sulh cihanda sulh" ilkesini benimsedi.10 Kasım 1938 sabahı saat 09.05 te Yaşama gözlerini yumdu.
9 Eylül 1923 te cumhuriyet Halk Fırkası'nı kurdu.29 Ekim 1923 te Cumhuriyet ilan edildi. M.Kemal İlk Cumhurbaşkanı seçildi.26 Kasım 1934 de meclis tarafından kendisine Atatürk soyadını verdi."Yurtta sulh cihanda sulh" ilkesini benimsedi.10 Kasım 1938 sabahı saat 09.05 te Yaşama gözlerini yumdu.
ATATÜRK
Şimdi bir deniz varsa
Pamuk tarlaları
Rüzgârlar altında
Şimdi bir tren geçiyorsa ovalardan.
Buğday sarısı güneşte
Bir kuş uçuyorsa
Şimdi bir bayrak dalgalanıyorsa
Aylı yıldızlı...
Yaşamak eninle güzel
Yaşamak bunun için büyük
Sevgili Atatürk
Adnan Ardağı
ATATÜRK
Türk gücünü dünyaya
Yine duyuran sensin.
Yıkılmış bir devleti,
Yeniden kuran sensin.
Sensin tüm güçlükleri
Kolaylıkla aştıran.
Sensin yenilikleri
Bizlere ulaştıran
Böyle büyük bir insan
Kolay gelmez diyorum.
Seni her gün daha çok,
Daha çok seviyorum.
Mehmet Şahin
RESİM
Her gün,
Enginlerden engin,
Yücelerden yüce
Bir duygu sarar bizi
Bu sınıfa girince.
Yanda bir uçtan bir uca,
Mavi deniz,
Odanın içinde güneşleri bulunca,
Isınırız.
Enginlerin engini deniz olsa
Deniz ufak!
Yücelerin yüzesi güneş olsa
Güneş küçük!
İlk günü gördük,
Nereden geldi:
Duvardaydı
Denizleri, güneşleri
Küçülten büyüklük.
Kürsünün üstünde bir resim:
Gözleri denizden mavi,
Bakışları güneşlerden sıcak,
Dört mevsim.
Kürsünün üstünde:
Atatürk’üm arkasında al bayrak,
Kollarını kavuşturmuş göğsünde.
Bu resimle başlar bizim günümüz,
Karşımızda Atatürk’ü görünce
Kıvançla dolar, taşar gönlümüz.
Öğretmenimizin kürsüde
Verdiği dersi,
Dinler bizimle birlikte
Atatürk'ün resmi.
Çalışkanız çünkü
Çalışınca gülümse.!
Bir yanlışlık yapsak,
Bulutlanır gözleri.
Anlarız Atatürk üzüldü.
.................................
.................................
.................................
.................................
.................................
Yaprak yaprak dökülürken önümde
Her yıl, dört mevsim;
Sınıflar içinde yanlız bir sınıf,
Resimler içinde yanlız bu resim!
Behçet Necatigil
ATATÜRK
ANADOLU'DA
Atatürk altında bir doru at,
Bütün yurdu gezdi.
Ne Erzincan’ı kaldı ne afyon'u,
Dileğince biçim verdi.
O kurtuluş savaşı günleri,
Atatürk memleketin havasında,
Şenliğinde, öfkesinde,
Saymakla bitmez emekleri.
Yurdun her taşına
O hünerli eli değdi.
Umut verdi yüreğinden halka,
Hürlüğü öğretti.
Sabahattin Kudret Aksal
ZEFER TÜRKÜSÜ
Yaşamaz ölümü
göze almayan,
Zafer, gözünü
yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı
çıkmayan,
Gözyaşı boşana
boşana gider.
Kazanmak istersen
sen de zaferi,
Gürleyen sesinle
doldur gökleri,
Zafer dedikleri
kahraman peri,
Susandan kaçar da
coşana gider.
Bu yolda herkes bir;
ey delikanlı,
Diriler şerefli,
ölüler şanlı.
Yurt için dövüşen,
başı dumanlı,
Her zaman bu şandan
o şana gider.
F.Nafiz Çamlıbel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder