DÜNYA FELSEFE GÜNÜ
(20 Kasım)
(20 Kasım)
Türkiye Felsefe Kurumu tarafından getirilen öneri sonucu
UNESCO tarafından kabul edilen Dünya felsefe günü her yıl kasım ayının üçüncü
Perşembe günü kutlanmaktadır. Bu önerinin ülkemiz tarafından dünya gündemine
taşınması ayrı bir övünç kaynağımızdır. Ama en önemlisi dünya sorunlarına
savaşarak değilde düşünerek çözüm bulma yönünde atılacak atımlara vesile olmak
insanlık adına daha büyük bir övünç kaynağı olsa gerektir.
1946 yılında resmen yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler
Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (United Nations Educational, Scientific and
Cultural Organization: UNESCO), savaş ve çatışmaların ilk çıkış yerinin insan
zihni olduğunu belirtir. Dünyamızdaki olumsuz gelişmelerin önce zihinlerde
başlaması nedeniyle, UNESCO'nun birtakım ilkeleri yaygınlaştırmayı amaçladığını
görüyoruz. UNESCO Eski Genel Direktörü Federico Mayor, 17 Aralık 1996'da
''UNESCO için Felsefi Ufuklar'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, UNESCO'nun
özel olduğunu, çünkü kuruluşundan beri hep felsefe eğitiminin önemini bildiğini
vurgulayarak şunları dile getirmektedir:
''İleri teknoloji ile aç çocukların hala yan yana bulunduğu,
sürekli olarak yeni ve çok defa önceden kestirilemeyen ilerlemelere tanıklık
ettiğimiz bir dünyada, kişisel özerkliğe, düşünce özgürlüğüne ve etik yargıda
bulunmaya gitgide daha çok önem vermeliyiz. İşte bu bakımdan felsefe eğitimi
açıkça yirmibirinci yüzyılın anahtarlarından biridir.''
UNESCO, felsefî bilinci yaygınlaştırmak amacıyla 18 Kasım
gününü Dünya Felsefe Günü olarak ilân etmiştir. Gün dolayısıyla, ülkemizde
çeşitli kurum ve okullarda günün anlam ve önemini belirten açıklamalara yer
verilmesi insanlık ve dünyamızın geleceği açısından sevinilecek bir gelişmedir.
Felsefe bize ezbere kaçmadan insanca yaşamak için düşünmeyi
daha önemlisi doğru düşünmeyi öğreten temel bilimdir. Eğer insanoğlu bir eylemi
yapmadan önce mantıklı bir düşünce ile hareket etmeyi öğrenirse mutlaka
doğabilecek birçok sorun doğmadan ortadan kalkabilecektir. Bunu sağlayabilecek
en büyük kaynak ta felsefe olduğunu bilmeliyiz.
Savaşların, çatışmaların bitmek bilmediği ve savaş
tacirlerinin her türlü yolu ve yöntemi kullanmaktan çekinmedikleri günümüz
dünyasında, barış, özgürlük, insan hakları, insan onuru, insanın değeri,
eşitlik, adalet vb. kavramların ve değerlerin savunulmasında ve insan
eylemlerinin ilkelerini ve ereklerini oluşturmasında, felsefenin
temellendiriciliği ve aydınlatıcılığı büyük önem taşımaktadır. Günümüzün
sorunları karşısında, bilim insanları ve sanatçılar kadar
felsefecilerin/filozofların sorumlulukları da büyümektedir. Çünkü bu dünyanın
daha iyi, daha insancıl bir dünyaya dönüştürülmesinde ve uygarlık maskesiyle
gizlenmeye çalışılan modern barbarlıklara başkaldırmada felsefenin işlevi
yaşamsal bir önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki, felsefe insanlık ve
uygarlık tarihinde önemli bir tarihsel güçtür.
Dünya Felsefe Günü, dünya sorunlarına felsefe ile bakma
bilincinin yaygınlaştırılmasında önemli bir işlev oluşturacaktır. Böyle bir
günün saptanmasında, Uluslararası Felsefe Kurumları Federasyonu'nun çok değerli
çabaları olmuştur. Türkiye Felsefe Kurumu sözü edilen federasyonun aktif bir
üyesidir. Dolayısıyla Kurum sivil toplum kuruluşu olarak, gerek ülkemizde
gerekse dünyada felsefe ve insan haklarının bilincinin yaygınlaştırılmasında
önemli sorumluluklar üstlenmiştir.
Dünya felsefe günü nedeniyle, felsefenin gündeme gelmesi
felsefenin öneminin vurgulanması felsefe ile ilgili cevaplar bulunması her
yönüyle faydalı olacaktır.
UNESCO DÜNYA FELSEFE GÜNÜ
Günümüzde felsefe eğitimi görmenin her insan için bir hak
olduğu çağdaş filozoflarca öne sürülüyor. Boston'da yapılan 20.
Dünya Felsefe Kongresi'ne konu başlığı olarak " İnsanlığın Eğitiminde
Felsefe” , İstanbul’da bu yıl yapılan 21. Dünya Felsefe Kongresi’ne “ Dünya
Problemleri Karşısında Felsefe” adının verilmesinin ve bu başlıkla ilgili
konuların ağırlık kazanmasının nedenlerine dikkat etmek gerekir.
Küreselleşen dünyamızda, verili bir değerler sistemi içine
doğan, büyük ölçüde onun tarafından belirlenen kişinin, verileni eleştiri
süzgecinden geçirebilen, olanı biteni düşünme ve değerlendirme konusu yapabilen
biri olabilmesi, nitelikli bir felsefe eğitimine bağlıdır. 1995 de
Paris'te UNESCO tarafından düzenlenen “Dünyada Felsefe ve Demokrasi”
konusundaki uluslararası toplantının sonuç bildirgesi, toplantıya katılan tüm
ülkelerin imzasıyla uluslararası toplumun felsefe eğitiminin
yaygınlaştırılması konusundaki kararlılığının önemli bir göstergesi olmuştur.
Seminerde, demokrasi ile felsefe eğitimi arasında sıkı bir bağ olduğu, her
yaştan çocuklar ve gençler arasında felsefeye ilginin arttırılmasına yönelik
çabaların desteklenmesi gerektiği dile getirilmiştir. Bu kararlılığın bir
sonucu olarak “Dünya Felsefe Günü” kutlamaları üç yıldır dünyaca kutlanıyor. Bu
yıl 17 Kasım 2005 Perşembe günü böyle bir kutlamayı gerçekleştiriyoruz.
UNESCO’dan gelen çağrı yazısının önsözü şöyle
diyor:
UNESCO neden “Felsefe Günü”nü kutluyor, felsefeye
neden yer ve zaman ayrılıyor? Çünkü felsefe her şeyin üstünde olan
bir düşünme süreci, düşünce özgürlüğü ve özgür bir zihin alıştırmasıdır. Çünkü
felsefe, bütün diğer disiplinlerin kalbindeki itici güçtür.
Zorbalığa karşı koruyan eleştirinin en temel öğesidir. O, aklın kendi
kendisinin efendisi kalmasını sağlar, böylelikle otoritenin kör ve her türlü
temelsiz tezlerinin çürütülmesine olanak sağlar.
Felsefi düşünceyi geniş kitlelere açmak, felsefeyi özel
bir merak ve ilgi konusu yapmaktan çıkararak istenilen bir
konu haline getirmek başlıca amacımızdır. 21 Kasım 2002’yi 1. UNESCO günü
ilan edişimizin nedeni budur.
Bilgi sevgisiyle bir araya gelen öğrenciler, öğretmenler ve
akademisyenler için UNESCO’nun çatısı altında toplanmaktan daha iyi bir şey
düşünebiliyor musunuz? Bu belgede, her yıl başarıyla kutlayacağınızı
umduğumuz bu gün için planlanan etkinlikler özetlenmiştir. Gelecek yıllarda
UNESCO’yu bir felsefe forumu, özgür konuşma yeri haline getirmek Felsefe
ve İnsan Bilimleri Biriminin amacıdır.”
Türkiye Felsefe Kurumunun, 1993 yılında kurduğu
"Çocuklar İçin Felsefe Birimi”, ülkemizin bu konudaki
duyarlılığını gösteren önemli bir adımdır. Felsefe eğitiminin
gençlerin çoğu için yalnızca lise son sınıfta başlayıp bitmesi ve üstelik
son sınıf olmanın getirdiği üniversite sınavları stresi dolayısıyla daha da
yetersiz kalması başka çözüm arayışlarını gerektirmiştir. Çözüm olarak ders
sınırlarını aşan eğitsel çalışmalar yaparak bu açığın kapatılması
hedeflenmiştir.
Türkiye Felsefe Kurumu, UNESCO’nun bu amaçlarını her ülkeden
önce hayata geçirmiştir.
Türkiye Felsefe Kurumu, 1993 yılından bu yana her yıl lise
düzeyindeki Uluslararası Felsefe Olimpiyatlarına öğrencilerimizin katılmasını
sağlamakta ve 1996 yılından bu yana bu yarışmaların Ulusal bölümünü meydana
getiren Türkiye Felsefe Olimpiyatlarını, Milli Eğitim Bakanlığı onayı ve
desteğiyle sürdürmektedir. Öğrencilerimiz şimdiye kadar bu yarışmalarda
birincilik, üçüncülük, beşincilik gibi çok iyi dereceler almışlardır.
Kolaylıkla tahmin edileceği gibi bu derecelerin yalnızca liselerdeki felsefe
derslerinin katkılarına rıza göstererek alınması mümkün değildi. Bu pratik
kaygı, okullarda felsefe kollarının kurulmasını bir gereklilik haline getirdi.
Ancak başlangıçta olimpiyata hazırlanmak için başlayan bu girişim, zaman içinde
bu hazırlığın yanında öğrencilerin girdiği bir arayışın ürünü olarak felsefe
öğretmenlerimizin de desteğiyle felsefenin kendisi için yapılır hale gelmesini
sağlamıştır.
Nuran Direk –Türkiye Felsefe Kurumu Çocuklar İçin Felsefe
Birimi Başkanı